Gazeteci Güneri Civaoğlu'nun 1 Kasım 2024 tarihinde hayatını kaybetmesinin ardından, geride bıraktığı miras, eşi Canan Civaoğlu ile yeğenleri arasında tartışmalara yol açtı. Civaoğlu'nun mirasının paylaşımı ile ilgili olarak İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde açılan davalar, aile içindeki anlaşmazlıkları derinleştirdi.
Vasiyetname İddiaları ve Dava Süreci
Civaoğlu'nun iki vasiyetnamesinde, 1987 ve 2019 yıllarında düzenlenen belgelerde tüm malvarlığının eşi Canan Civaoğlu'na bırakıldığı kaydedildi. Ancak, mirastan pay bekleyen yeğenleri Mehmet Selim Molu, Hayri Molu ve Nadir Uluğbay'ın çocukları, bu vasiyetnamelerin iptali için dava açma kararı aldı. Dava dilekçesinde, yeğenler, Güneri Civaoğlu ile eşi Canan Civaoğlu'nun resmi olarak evli olmalarına rağmen uzun bir zamandır fiilen ayrı yaşadıklarını öne sürdü. Dilekçede, "Evlilikleri kağıt üzerinde anlaşma niteliğindedir" ifadesi yer aldı.
Canan Civaoğlu Hakkında Açıklamalar
Güneri Civaoğlu, 2019 yılında bir gazeteye verdiği röportajda eşi Canan Civaoğlu hakkında olumlu ifadeler kullanmıştı. Civaoğlu, eşiyle olan ilişkisini, "Harikulade bir eşim var. Her geçen gün daha çok seviyorum onu. 50 yıl oldu, dile kolay. Hakikaten çok şanslıyım," şeklinde tanımlamıştı. Ancak, bu açıklamalar, miras konusundaki tartışmaların gölgesinde kalmış durumda.
Aile İçi Anlaşmazlıklar ve Toplumda Yansımaları
Güneri Civaoğlu'nun mirası üzerindeki anlaşmazlık, sadece aile içinde değil, aynı zamanda toplumsal planda da dikkat çekiyor. Miras davaları, Türkiye'deki aile dinamiklerini ve miras hukukunu yeniden gündeme getirirken, benzer durumlar yaşayan aileler için de örnek teşkil ediyor. Miras paylaşımı konusundaki bu tür davaların, aile ilişkilerini nasıl etkilediği, toplumda geniş yankı buluyor.
Miras davasının sonucu, Civaoğlu ailesinin geleceği üzerinde önemli bir etki yaratacak. Mahkeme, tarafların iddialarını değerlendirerek, mirasın nasıl dağıtılacağına karar verecek. Bu süreç, hem aile üyeleri hem de kamuoyu tarafından merakla takip ediliyor.
