Marmara Denizi'nde meydana gelen 5 büyüklüğündeki deprem, bölgedeki sarsıntı ve olası riskler hakkında endişeleri yeniden gündeme getirdi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) verilerine göre, depremin merkez üssü Tekirdağ'ın Marmaraereğlisi ilçesi açıkları olarak belirlendi ve sarsıntının derinliği 6,71 kilometre olarak kaydedildi. Depremin ardından Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, İstanbul'un deprem riski konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
Silivri Çukuru'ndaki Fay Hattı
Prof. Dr. Üşümezsoy, Marmara Denizi'ndeki fayların yapısını ve risklerini değerlendirerek, İstanbul için esas tehlikenin Silivri Çukuru'ndaki fay hattında bulunduğunu vurguladı. Daha önceki açıklamalarında da bu fayın büyük depremler üretme potansiyeline sahip olduğunu belirten Üşümezsoy, "Marmara Denizi'ndeki fayları kol şeklinde düşünürsek; dirsek kısmı Silivri kıyısından Kumburgaz’a uzanan fay hattıdır. Bu bölgede daha önce 6.2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti" şeklinde konuştu.
Depremin Kaynağı ve Risk Analizi
Son sarsıntının Silivri Çukuru'ndaki normal (düşey atımlı) faylardan birinde gerçekleştiğini ifade eden Üşümezsoy, bu depremin büyük İstanbul depreminin habercisi olmadığını belirtti. "2019 yılında Silivri açıklarında meydana gelen 5.7 büyüklüğündeki depremden sonra, o bölgeden güneybatıya uzanan faya dikkat çekmiştim. Orada stres birikimi vardı, ancak o fay ile şu anki depremi üreten fay aynı değil" dedi. Prof. Dr. Üşümezsoy, son depremin yüzeye yakın ve sığ bir kırılma sonucu oluştuğunu, fakat bu kırığın riskli fay hattı ile bağlantılı olmadığını vurguladı.
Geçmişten Günümüze Fayların Durumu
Silivri ve Kumburgaz faylarının, 1912 Tekirdağ depreminden bu yana stres biriktirmeye devam ettiğini belirten Üşümezsoy, "Bu nedenle bölgedeki en önemli risk bu faylarda. Ancak son deprem, bu riskli fay üzerinde gerçekleşmedi" dedi. Kamuoyunun panik yapmasına gerek olmadığını ifade eden Üşümezsoy, büyük deprem riski ile ilgili endişelerin hala Silivri Çukuru içerisindeki ana fay üzerinde durduğunu dile getirdi.
Son olarak, mevcut depremin büyük bir deprem riskinin habercisi olmadığını tekrar eden Prof. Dr. Üşümezsoy, "Ancak ikinci bir Silivri Çukuru'nda, 6.2 büyüklüğünde deprem oluşturabilecek bir risk hâlâ mevcut. Bu riskin varlığı devam ediyor ama şu an yaşanan depremle doğrudan bir bağlantısı yok" şeklinde sözlerini tamamladı.
 
                                             
                                            




 
                                             
                                             
       
                                                                                         
                                                     
                       
                       
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                    