Anayasa Mahkemesi, kamuoyunda "katliam yasası" olarak bilinen 7527 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un bazı hükümlerinin iptalini reddetti. Bu karar, mahkemenin bazı üyeleri tarafından ciddi eleştirilere maruz kaldı. Özellikle, ötanazi uygulamalarına geniş bir alan açıldığı ve hayvan haklarının zayıflatıldığı gerekçesiyle karşı oy kullanıldı.
Kararın Gerekçesi ve Eleştiriler
Mahkemenin oy çokluğuyla aldığı karara karşı olan üyeler, düzenlemenin somut bir sağlık tehlikesi olmaksızın hayvanların öldürülmesine izin verdiğini belirtti. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan, "Somut sağlık tehdidi olmadan öldürme yetkisi, yaşam hakkını ihlal eder" ifadesiyle karşı oyunu açıkça ortaya koydu. Gökcan, bu durumun hayvan yaşamına saygıyı, insanın çevreyle olan ilişkisini ve insanlarla evcil hayvanlar arasındaki sevgi bağını zedelediğini vurguladı.
Hayvanların Korunması Üzerine Tartışmalar
Başkanvekili Basri Bağcı ve üye Yıldız Seferinoğlu’nun ortak karşı oy yazısında, yeni düzenleme ile hayvanların kısırlaştırılarak barınaklarda muhafaza edilmesi uygulamasına geçildiği belirtilerek, bu durumun hayvanların yaşam haklarını tehdit ettiği ifade edildi. Karşı oyda, kontrol altına alınan hayvanların sayısal fazlalıkları gerekçe gösterilerek öldürülmelerinin anayasal bir gereklilikle izah edilemeyeceği vurgulandı. Üyeler, düzenlemenin yeterince açık olduğu görüşüne katılmadıklarını belirtti.
Tarihsel ve Kültürel Bağlamda Hayvan Hakları
Karşı oy yazılarında, Türk-İslam medeniyetinin ve Osmanlı döneminin hayvanlara yönelik şefkat ve merhamet anlayışına da atıfta bulunuldu. Anayasa Mahkemesi Üyesi Kenan Yaşar, Osmanlı döneminde hayvanların hukuki varlık olarak kabul edildiğini ve bu dönemde hayvanların korunmasına yönelik düzenlemelerin yapıldığını ifade etti. Yaşar, mevcut yasaların bu tarihsel ve kültürel mirası göz ardı ettiğini savundu.
Etik ve Bilimsel Kriterler Üzerine Tartışmalar
Yaşar, hayvanların korunması gereken varlıklar olarak ele alınması gerektiğini belirterek, "Hayvanların sağlığı, insanlara faydalı olduğu için değil; kendileri bir can oldukları için korunmalıdır" dedi. Ayrıca, ötanazi uygulamalarının etik ve bilimsel kriterlerle sınırlandırılmadığı takdirde, anayasal güvenceleri aşındıracağına dikkat çekti. Hayvanların yaşam hakkının kurumsal güvenceden çıkarılmasının, Anayasa'nın çevre hakkı ve sosyal hukuk devleti ilkesi ile çeliştiği ifade edildi.
Mahkeme Üyelerinin Çeşitli Görüşleri
Karara katılmayan üye Yusuf Şevki Hakyemez, mahalli idarelere tanınan geniş takdir yetkisinin, sahipsiz hayvanlar üzerinde zalimane muamelelere kapı aralayabileceği uyarısında bulundu. Hakyemez, "İnsan, hayvan ve çevre" arasındaki dengenin bozulduğunu belirterek, bu durumun Anayasa'ya aykırı olduğunu ifade etti.
Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi'nin aldığı bu karar, hayvan hakları ve etik değerler üzerine geniş tartışmalara yol açtı. Mahkeme üyeleri arasında yaşanan farklı görüşler, toplumda bu konuda daha fazla farkındalık yaratmayı amaçlıyor.