(ANKARA) - ABD'nin Venezuela'ya yönelik askeri hamlelerine karşı düzenlenen "Venezuela ile Dayanışma Günü" etkinlikleri, bugün Ankara ve İstanbul'da gerçekleştirildi. Bu etkinlikler, Latin Amerika ve Karayipler'de barışı savunma amacı taşıyan bir çağrının parçası olarak dikkat çekti. Katılımcılar, Venezuela'ya destek içeren bir bildiri için imza kampanyası düzenleyerek, uluslararası topluma bölgede olası bir şiddet döngüsünü önlemek amacıyla harekete geçme çağrısında bulundular.
Etkinliklerin Detayları ve Destek Bildirisi
Etkinlikler, Ankara'da Venezuela Büyükelçiliği'nde ve İstanbul'da Venezuela Başkonsolosluğu'nda saat 11.00 ile 15.00 arasında gerçekleştirildi. İmza kampanyasına katılanlar, ABD’nin "uyuşturucuyla mücadele" gerekçesiyle Karayipler’de askeri varlık oluşturmasına karşı olduklarını belirttiler. Ortak bildiride, "Venezuela halkı ve hükümetiyle tam dayanışmamızı yeniden teyit ediyoruz. Onların egemenlik ve kendi kaderini tayin hakkı devredilemezdir" ifadeleri yer aldı. Katılımcılar, Venezuela'nın barışının, Latin Amerika ve Karayipler'in barışı ile doğrudan bağlantılı olduğunu vurguladılar.
Uluslararası Hukuka Yönelik Eleştiriler
ABD'nin askeri konuşlanma adımının Tlatelolco Antlaşması ve 2014'te kabul edilen Latin Amerika ve Karayipler Barış Bölgesi Bildirgesi'ni ihlal ettiği ifade edildi. Tlatelolco Antlaşması, Latin Amerika ve Karayipler'i nükleer silahlardan arındırmayı hedefleyen 1967 tarihli bir sözleşme olup, Barış Bölgesi Bildirgesi ise 2014’te Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu (CELAC) tarafından kabul edilen bir metin olarak, bölgenin dış müdahalelerden uzak tutulmasını amaçlamaktadır.
Birleşmiş Milletler Raporlarına Atıf
Dayanışma bildirisinde, ABD'nin bölgeye yönelik askeri konuşlanmasının uluslararası hukukun temel ilkelerine bir saldırı olarak değerlendirildiği belirtilmektedir. Birleşmiş Milletler raporları, ne Venezuela'nın ne de Karayipler'in uyuşturucu geçiş noktası olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca, 5 Eylül 2025'te CELAC ülkelerinin çoğunluğunun imzaladığı ve ABD'nin askeri varlığını kınayan bildirinin hatırlatıldığı metinde, bu adımın barış ve halkların egemenliği için doğrudan bir tehdit oluşturduğu ifade edilmektedir.
