CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye'nin son 22 yıllık dönemde 2,5 milyon hektar tarım arazisi kaybettiğini vurguladı. Gürer, bu kaybın her saat yaklaşık 18,5 futbol sahası büyüklüğünde bir alana tekabül ettiğini belirtti. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından kritik bir mesele olan bu durum, ülkenin tarım politikaları ve uygulamaları üzerine önemli soruları gündeme getiriyor.
Tarım Alanlarındaki Azalma
Ömer Fethi Gürer, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin tarım alanlarındaki küçülmenin AKP iktidarı döneminde belirgin şekilde arttığını ifade etti. Resmi veriler doğrultusunda, 2002 yılında 26 milyon 579 bin hektar olan toplam tarım alanının 2024 yılı itibarıyla 24 milyon 24 bin hektara gerilediğini aktaran Gürer, bu durumun toplamda 2 milyon 555 bin hektar kayıp anlamına geldiğini ve bu kaybın yüzde 6,2 oranında bir azalmaya tekabül ettiğini belirtti. Bu oran, İstanbul'un yaklaşık 4,8 katı büyüklüğünde bir alanın kaybı olduğunu göstermektedir.
Ekilen Tarım Alanları ve Sebze Bahçeleri
Gürer, Türkiye'deki ekilebilir tarım alanlarının da benzer bir küçülme yaşadığını dile getirerek, 2002 yılında 17 milyon 935 bin hektar olan ekilen tarım alanının, 2024 yılı sonunda 16 milyon 822 bin hektara düştüğünü söyledi. Bu durum, 1 milyon 113 bin hektarlık bir azalma ve yaklaşık yüzde 6,2'lik bir kayıp anlamına gelmektedir. Çiftçilerin doğrudan üretim yaptığı tarlaların önemli bir kısmının ya ekim dışı kaldığı ya da farklı amaçlarla kullanıldığı ifade edilmektedir.
Sebze Üretimindeki Düşüş
Tarım alanlarındaki kayıplar yalnızca tahıl ve meyve üretimi ile sınırlı kalmayıp, sebze üretiminde de belirgin bir düşüş gözlemlenmektedir. 2002 yılında 930 bin hektar olan sebze bahçelerinin 2024 yılı sonunda 741 bin hektara gerilemesi, 189 bin hektarlık bir kayba işaret etmektedir. Bu da yüzde 20,3 oranında bir düşüş anlamına gelmektedir. Gürer, her beş sebze bahçesinden birinin kaybolduğunu belirterek, bu durumun tarımsal üretim açısından ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti.
Tüm bu veriler, Türkiye'nin tarımsal üretiminde yaşanan kayıpların, hem gıda güvenliği hem de ekonomik sürdürülebilirlik açısından önemli tehditler oluşturduğunu ortaya koymaktadır. Tarım alanlarındaki bu durumu düzeltmek için atılacak adımlar, hem çiftçilerin hem de ülke ekonomisinin geleceği açısından kritik öneme sahip olacaktır.
