Orta Doğu’da askeri güç dengesini değiştirebilecek önemli bir gelişme yaşandı. Mısır, Türkiye'nin yerli ve milli beşinci nesil savaş uçağı programı KAAN'a resmi olarak katıldığını duyurdu. ABD merkezli The National Interest dergisi, bu adımın bölgedeki jeopolitik dengeleri önemli ölçüde etkileyebileceğini ve özellikle İsrail'in hava üstünlüğünü zorlayabileceğini belirtti.
KAAN Programının Önemi
KAAN, Türkiye'nin ABD'nin F-35 programından çıkarılmasına yanıt olarak geliştirilen bir projedir. Gelişmiş gizlilik kabiliyeti, süper seyir, sensör füzyonu ve ağ merkezli savaş özellikleri ile donatılmış çift motorlu bir savaş uçağı olarak dikkat çekmektedir. İlk uçuşunu 2023 yılında gerçekleştiren KAAN'ın, 2030'lu yıllara gelindiğinde tam operasyonel kapasiteye ulaşması planlanmaktadır.
Mısır'ın Hava Kuvvetlerinin Modernizasyonu
The National Interest, Mısır'ın mevcut F-16, Rafale ve MiG-29 uçaklarının yetersiz kaldığını ve bu nedenle hava kuvvetlerini modernize etme çabası içinde olduğunu vurguladı. Mısır'ın KAAN programına katılması, ülkenin çok kutuplu dünyada stratejik özerkliğini artırmaya yönelik tarafsız ortaklıklara yöneldiğinin bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir. Bu iş birliğinin, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne karşı bir denge unsuru olabileceği ifade edilmektedir.
İsrail’in Hava Üstünlüğü Üzerindeki Etkileri
İsrail, F-35 filosu sayesinde Orta Doğu'da hava üstünlüğünü elinde bulundurmaktadır. Ancak, Mısır'ın KAAN programına katılması bu üstünlüğü tehdit edebilir. The National Interest, İsrail'in savunma stratejisini yeniden gözden geçirmek ve yerli silah üretim programlarını hızlandırmak zorunda kalabileceği konusunda uyarıda bulundu. Ayrıca, KAAN'ın Batı'nın savaş uçağı teknolojisindeki hakimiyetine meydan okuduğu ifade edilmektedir.
Böylece Mısır, 2030 yılına kadar Türkiye'den gelişmiş beşinci nesil savaş uçaklarına sahip olma yolunda önemli bir adım atmış oldu. Bu gelişmeler, Orta Doğu'daki güç dinamiklerini ve askeri stratejileri yeniden şekillendirme potansiyeline sahip.