Dimona'daki Nükleer Araştırma Merkezi'nde İnşaat Faaliyetleri Belirginleşiyor
Son günlerde elde edilen uydu görüntüleri, İsrail’in Dimona kenti yakınlarındaki Şimon Peres Negev Nükleer Araştırma Merkezi’nde yürütülen inşaat projelerinin hızlandığını gözler önüne serdi. Analistler, bu alandaki faaliyetlerin son aylarda belirgin bir artış gösterdiğini vurgularken, bu durum uluslararası camiada nükleer silah programına dair tartışmaların yeniden gündeme gelmesine yol açtı.
Uluslararası Camia ve Resmi Açıklamalar
İsrail hükümeti, inşaat çalışmalarının amacını açıklama konusunda sessiz kalmayı tercih ederken, Beyaz Saray da konuya ilişkin soruları yanıtsız bırakmış durumda. Özellikle İran ile yaşanan gerilimler, bu tür faaliyetlerin daha fazla dikkat çekmesine neden oluyor. Uzmanlar, Dimona tesisinin nükleer silah üretiminde kritik bir rol oynadığını belirtiyorlar.
Uydu Görüntülerinin Analizi
ABD merkezli Planet Labs PBC tarafından sağlanan ve Associated Press tarafından analiz edilen uydu görüntüleri, 2019'dan bu yana devam eden inşaat çalışmalarını detaylandırıyor. Temmuz ayında çekilen görüntülerde, nükleer araştırma merkezinin altında katmanlı kazı çalışmaları yapıldığı, çevresinde ise inşaat faaliyetlerinin yoğunlaştığı gözlemleniyor. Bu durum, yeni nükleer tesislerin inşası konusunda farklı yorumların yapılmasına neden oldu.
Uzman Görüşleri ve Endişeler
Uzmanların bir kısmı, inşa edilen yapının nükleer silah üretiminde kullanılabilecek yeni bir ağır su reaktörü olabileceğini öne sürerken, diğerleri bu tesisin nükleer silah parçalarının birleştirilmesinde kullanılabilecek bir yapı olabileceğini düşünüyor. Endişeli Bilim İnsanları Birliği'nden Edwin Lyman, İsrail’in şeffaf olmayan politikalarının spekülasyonlara yol açtığını belirterek, “Yaptıklarının uluslararası denetimlere veya doğrulanmasına izin vermiyorlar” ifadelerini kullandı.
Gelişen Yapının Özellikleri
Güncel uydu görüntüleri, inşaatın çok katlı bir yapıya dönüştüğünü ve beton istinat duvarlarının örülmeye başlandığını gösteriyor. Bölgedeki vinçler ve diğer ağır ekipmanların yoğun bir şekilde çalıştığı bildiriliyor. Silah Kontrol Derneği İcra Direktörü Daryl G. Kimball, “Ağır su reaktörüyse, kullanılmış yakıt üretme kapasitesini korumaya çalışıyorlar ve bu yakıtı işleyerek daha fazla nükleer silah için plütonyum ayırıyorlar” şeklinde bir değerlendirmede bulundu.
İsrail'in Nükleer Kapasitesi ve Uluslararası Durum
İsrail’in elindeki nükleer savaş başlığı sayısının tam olarak bilinmediği, ancak 2022 tahminlerine göre bu sayının yaklaşık 90 civarında olduğu ifade ediliyor. Yeni tesisin, trityum üretmek veya mevcut kapasiteyi genişletmek amacıyla inşa ediliyor olabileceği belirtiliyor. Bununla birlikte, İsrail’in nükleer programı uluslararası anlaşmalara taraf olmaması nedeniyle denetim mekanizmalarının dışında kalıyor. Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na (NPT) imza atmamış dört ülkeden biri olan İsrail, bu nedenle Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA) denetimine tabi değil.
Tarihsel Arka Plan ve Gelecek Beklentileri
İsrail'in nükleer programı, 1986 yılında teknisyen Mordehay Vanunu’nun ifşaları ile uluslararası gündeme gelmişti. O tarihten bu yana, nükleer silah sahibi olduğunu ne doğrulayan ne de yalanlayan bir tutum sergileyen İsrail, nükleer silah üretmekle suçladığı İran’a karşı çeşitli askeri operasyonlar gerçekleştirmiştir. Bu durum, bölgedeki güvenlik dinamiklerini etkilemeye devam ediyor ve uluslararası toplumda ciddi endişelere yol açıyor.