İran’ın ruhani lideri Ali Hamaney, ABD’nin İsrail’e sağladığı destek ve bölgedeki askeri varlığı devam ettiği sürece, Tahran ile Washington arasında herhangi bir işbirliğinin mümkün olmayacağını ifade etti. Bu açıklama, Hamaney’nin "Küresel Emperyalizme Karşı Ulusal Mücadele Günü" etkinliği sırasında yaptığı konuşmada gündeme geldi.
ABD Büyükelçiliği İşgali Yıl Dönümü
Hamaney, 1979 yılında ABD’nin Tahran'daki Büyükelçiliği'nin işgalinin yıl dönümünü "şeref ve zafer günü" olarak nitelendirerek, bu olayın ulusal hafızada önemli bir yer tuttuğunu vurguladı. Konuşmasında, ABD Büyükelçiliği'nin "casus yuvası" olarak adlandırılması gerektiğini belirterek, bu olayın İran'ın ulusal bağımsızlık mücadelesinin sembollerinden biri olduğunu dile getirdi.
Tarihi Düşmanlık ve Çıkar Çatışmaları
Hamaney, ABD ile İran arasındaki ilişkinin, tarihsel olarak derin bir uyumsuzluk ve çıkar çatışması üzerine inşa edildiğini savundu. Bu düşmanlığın köklerini, 1953 yılında petrolü millileştiren İran Başbakanı Muhammed Musaddık’a karşı düzenlenen ABD ve İngiltere destekli darbeye kadar götürdü. Hamaney, bu olayın İran halkının hafızasında hala taze olduğunu ve ABD’nin bu düşmanlıkta bir değişiklik göstermediğini belirtti.
Uzlaşma İhtimali ve Beklentiler
Hamaney, ABD ile uzlaşma olasılığını da reddederek, "Amerika'nın kibirli yapısı teslimiyetten başka bir şeyi kabul etmiyor" şeklinde konuştu. İran lideri, ABD’nin Siyonist rejime (İsrail) olan desteğini kesmesi, askeri üslerini bölgeden çekmesi ve İran’a yönelik müdahaleleri durdurması durumunda işbirliğinin değerlendirilebileceğini ifade etti. Ancak, bu tür bir değişikliğin yakın gelecekte olmayacağına dikkat çekti.
Bu açıklamalar, İran ile ABD arasındaki gerginliğin devam ettiğini ve diplomatik ilişkilerin normalleşmesi için henüz bir zemin bulunmadığını göstermektedir. Hamaney’nin ifadeleri, Tahran’ın uluslararası politikadaki duruşunu ve ABD’ye karşı olan direncini pekiştirirken, bölgedeki dinamiklerin de dikkatle izlenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.