Birinci Dünya Savaşı sırasında Avustralya'nın batı kıyısından Fransa cephelerine doğru yola çıkan iki askere ait mektuplar, 109 yıl sonra bir şişe içinde bulundu. Bu ilginç keşif, Western Australia eyaletindeki Esperance kenti yakınlarındaki Wharton Plajı’nda yürüyüş yapan Brown ailesi tarafından gerçekleştirildi. Sahilde temizlik yaparken rastladıkları cam şişeyi açtıklarında, 15 Ağustos 1916 tarihli ve kurşun kalemle yazılmış iki mektup buldular.
Mektupların İçeriği
Mektuplar, HMAT A70 Ballarat adlı askeri gemiyle Güney Avustralya’dan Avrupa’ya doğru hareket eden 27 yaşındaki Er Malcolm Neville ve 37 yaşındaki Er William Harley’ye aitti. Neville, mektubunu annesine hitaben yazmış ve burada, "Çok iyi vakit geçiriyoruz, yemekler gayet iyi, yalnızca bir öğünümüzü denize gömmek zorunda kaldık," ifadelerini kullanmıştır. Ayrıca geminin sürekli sallandığını ancak moralinin yüksek olduğunu belirtmiştir. Harley ise mektubunda, "Şu an gayet iyiyiz, umarız bu notu bulan da öyledir," diyerek birinin mektubu bulmasını umduğunu dile getirmiştir.
Askerlerin Hayat Hikayeleri
Neville, mektubu yazdıktan yalnızca bir yıl sonra, 1917'de cephede hayatını kaybetmiştir. Harley ise savaş sırasında iki kez yaralanmış, ancak cephelerden sağ olarak çıkmayı başarmıştır. Ne yazık ki, 1934 yılında Almanya'nın siperlerde kullandığı gazların etkisiyle kanser hastalığına yakalanarak Adelaide'de hayata gözlerini yummuştur.
Şişenin Bulunduğu Yer ve Durumu
Brown ailesi, şişenin uzun bir süre denizde sürüklenmediğini, muhtemelen kum tepelerinde gömülü kaldığını düşünmektedir. Son aylarda bölgede meydana gelen kıyı erozyonunun, şişeyi yeniden yüzeye çıkardığı tahmin edilmektedir. Deb Brown, şişeyi bulduğunda camın hala tertemiz olduğunu, üzerinde tek bir deniz canlısı izi bulunmadığını belirtmiştir. "Yüz yıldan fazla güneşe maruz kalsaydı, kağıt okunmaz hale gelirdi," şeklinde bir değerlendirme yapmıştır.
Mektupların Ailelere Ulaşması
Brown ailesi, Neville ve Harley’in ailelerine ulaştıktan sonra, mektupların torunlarında derin bir duygusal yankı uyandırdığını aktarmıştır. Harley’in torunu Ann Turner, "Gerçekten olağanüstü. Büyükbabamız mezarından bize seslenmiş gibi hissettik," diyerek duygularını ifade etmiştir. Bu olay, Birinci Dünya Savaşı'nın bireysel hikayelerini ve aile bağlarını yeniden hatırlatmıştır.