ABD, Gazze Şeridi’nin nüfuz bölgelerine ayrılması için yeni bir plan geliştirdi. Bu plan, bölgedeki siyasi dinamikleri değiştirmeyi amaçlıyor ve özellikle Filistin halkının yerleşim alanları üzerinde önemli etkilere yol açabilir. Wall Street Journal'ın haberine göre, bu yaklaşım, ABD'nin 20 maddelik barış girişiminin ikinci aşamasında yer alan “Hamas’ı etkisizleştirme” hedefine yönelik bir strateji değişikliğini işaret ediyor.
Planın Temel Unsurları
Amerikan yönetimi, Gazze’yi iki ana kontrol alanına ayırmayı öneriyor. Bu alanlardan biri, İsrail ordusu tarafından yönetilirken, diğeri Hamas’ın denetiminde kalacak. Plana göre, Gazze'nin güneyinde, özellikle Refah bölgesinde Filistinliler için geçici yerleşim alanları kurulması öngörülüyor. Bu yeni düzenlemeyle birlikte, kontrol alanlarının sınırları net bir şekilde belirlenerek, Hamas kontrolündeki bölgeler kırmızı, İsrail ordusunun denetimindeki alanlar ise yeşil renkle gösterilecek.
Geçici Yerleşim Alanları ve Güvenlik Önlemleri
Washington, yeşil bölgelerde “alternatif güvenli topluluklar” oluşturmayı planlıyor. Bu topluluklar, yerinden edilmiş insanların geçici olarak barınabileceği yapılar olarak tasarlanıyor. Amerikalı yetkililere göre, mühendislik ekipleri halihazırda Gazze’ye ulaşmış durumda ve yeşil bölgelerdeki molozlar ile patlamamış mühimmatın temizlenmesi için hazırlık yapıyor. Refah, bu yeni modelin ilk uygulama alanı olarak belirlenmiş durumda. Ancak, geçici topluluklardaki güvenliğin nasıl sağlanacağı konusunda belirsizlikler devam ediyor.
Güvenlik Stratejileri ve Uluslararası Destek
Güvenlik sağlama konusunda tartışılan öneriler arasında, İsrail tarafından desteklenen yerel silahlı grupların güvenliği üstlenmesi yer alıyor. Örneğin, bölgedeki okullar ve dükkânlar aracılığıyla faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab grubu gibi grupların bu süreçte rol alması düşünülüyor. Ancak Washington, bu fikre temkinli bir yaklaşım sergiliyor. Uzun vadeli hedef, Hamas’ın kontrol alanlarının zamanla daraltılması ve ardından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından yetkilendirilmiş bir uluslararası istikrar gücünün bölgeye konuşlandırılması olarak belirlenmiş.
Bu uluslararası güce, yerel Filistin polisinin de eşlik etmesi planlanıyor. Geçiş sürecinde, ABD Başkanı Donald Trump’ın planında yer alan “Barış Kurumu” sivil yönetimi ve yeniden inşaat süreçlerini yönetecek. Zamanla bu yapı, bir Filistinli kuruma devredilecek. Bu süreç, bölgedeki siyasi ve sosyal dinamikler üzerinde önemli etkiler yaratabilir ve uluslararası toplumun dikkatini çekecektir.