DEM Parti Grup Başkan Vekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Türkiye'nin terörsüz bir geleceğe ulaşma hedefi doğrultusunda kurulan komisyonun çalışmalarına dair önemli açıklamalarda bulundu. Koçyiğit, komisyonun sürecin ilerlemesi için gerekli olan yasaları da gündeme alması gerektiğini vurguladı. Bu ifadeler, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) çatısı altında düzenlenen basın toplantısında dile getirildi.
Komisyonun Önemi ve Gereklilikler
Koçyiğit, TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun faaliyetlerine değinerek, "Bir ciddiyete ihtiyacımız var. Somut adımların atılmasına ihtiyaç duyuyoruz. İyi niyet beyanları önemlidir, ancak bunların ötesinde pratik eylemler gereklidir" şeklinde konuştu. Barış yolunun genişletilmesi için somut ve pratik adımlar atılmasının gerekliliğini yineleyen Koçyiğit, bu sürecin herkesin ortak çabasıyla yürütülmesi gerektiğini belirtti.
Dinlemeler ve Yasal Düzenlemeler
Koçyiğit, komisyonun 5 Ağustos'tan bu yana dinlemeler gerçekleştirdiğini ancak 1 Ekim tarihine yaklaşırken belirli yasal düzenlemelerin de bir an önce gündeme alınması gerektiğini ifade etti. "Dinlemeler, ya bir alt komisyon aracılığıyla yürütülmeli ya da bu süreçte yasaların da tartışılması ve ele alınması gerekiyor" dedi. Bu bağlamda Koçyiğit, sürecin ihtiyaçlarının aciliyetine dikkat çekerek, zaman kaybetmeden hareket edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Sürecin Demokrasisi ve Toplumsal Katkı
Koçyiğit, komisyonun, sürecin demokratik meşruiyet zeminini açığa çıkardığını ve toplumsallaşmasına önemli katkılar sunduğunu belirtti. Bu durumun, sürecin sadece belirli siyasi partiler arasında değil, tüm Türkiye halkı için bir mesele olduğunu gösterdiğini vurgulayan Koçyiğit, "Bütün siyasi partilerin bu sorumluluğu paylaşması gerekiyor" dedi. Koçyiğit, bölgede yaşanan altüst oluşları da göz önünde bulundurarak, sürecin gerekliliklerini yerine getirmek için daha fazla zaman kaybetmemek gerektiğini ifade etti.
Bu açıklamalar, Türkiye'deki siyasi dinamiklerin yanı sıra, toplumsal barış ve demokratik süreçler üzerine önemli bir tartışma zemini oluşturuyor. Koçyiğit'in çağrıları, siyasi partiler ve kamuoyunun dikkatini bu kritik meseleye çekmeye devam edecek gibi görünüyor.
