Türkiye'nin havacılık tarihine damga vuran önemli isimlerden biri olan Bedriye Tahir Gökmen, dönemin zorlu koşullarına rağmen, ülkenin ilk kadın pilotu unvanını kazanarak tarihe adını yazdırmıştır. Gökmen'in hayat hikayesi, cesareti ve azmiyle örnek teşkil etmekte, günümüzde yeniden ilgi odağı haline gelmektedir.
Bedriye Tahir Gökmen Kimdir?
Bedriye Tahir Gökmen, genç yaşlarda gökyüzüne olan merakı sayesinde havacılık alanında eğitim almaya karar vermiştir. 1932 yılında, Türk havacılığının öncüsü Vecihi Hürkuş tarafından kurulan Türkiye'nin ilk sivil havacılık okulu olan Vecihi Sivil Tayyare Mektebi'ne kaydolmuştur. Eğitim alanında gösterdiği azimle dikkat çeken Gökmen, toplam 13 öğrenci arasında tek kadın olarak yer almış ve zorlu eğitim sürecini başarıyla tamamlamıştır.
Uçuş Hayalleri ve Zorluklar
1933 yılında, eğitimini tamamlayarak uçuşlarını gerçekleştiren Gökmen, Türkiye'nin ilk kadın pilotu unvanını elde etmiştir. Ancak, bu başarıyı sürdürebilmesi için pilotluk sınavını geçmesi gerekmekteydi. Fakat, okulun tek uçağının hizmet dışı kalması sebebiyle sınav gerçekleştirilememiştir. Vecihi Hürkuş'un tüm çabalarına rağmen, bu sınav bir daha yapılmamış ve Gökmen, resmi pilotluk kariyerine devam edememiştir.
Kariyerine Engel Olan Olaylar
Bedriye Tahir Gökmen, eğitim hayatının yanı sıra memur olarak da çalışmaktaydı. Hem işini sürdürmek hem de havacılık eğitimi almak için sabah erken saatlerde ve hafta sonları okula gitmeyi tercih etmiştir. Ancak, çalıştığı kurumda havacılık okuluna devam etmesi büyük tepkilere yol açmış ve iş yerinde ceza kesilme tehdidiyle karşılaşmıştır. Hava Kurumu'nun müdahalesiyle bu durum engellenmiş olsa da, Gökmen bir süre sonra işten çıkarılmıştır.
Başarıları ve Mirası
Bedriye Tahir Gökmen'in kariyeri, zorlu şartlara ve engellere rağmen, Türkiye'nin ilk kadın pilotu olarak tarih sahnesindeki yerini almıştır. İşten çıkarılmasının ardından yaşamına dair pek fazla bilgi bulunmamaktadır. Ancak, başarıları ve azmi, kadınların havacılık alanındaki yerinin güçlenmesine öncülük etmiştir. Gökmen, hem cesaretiyle hem de azmiyle, Türkiye'nin havacılık tarihinde önemli bir figür olarak anılmaya devam etmektedir.