İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iddianamesinde, dört gazeteciye yönelik ciddi suçlamalar yer aldı. 3741 sayfadan oluşan iddianamede, gazeteciler Ruşen Çakır, Yavuz Oğhan, Şaban Sevinç ve Soner Yalçın hakkında “Örgütün Hiyerarşik Yapısına Dahil Olmamakla Birlikte Örgüte Bilerek ve İsteyerek Yardım Etme, Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma” suçlamaları yöneltiliyor. Bu iddialar, gizli tanık ifadelerine dayandırılarak öne sürülüyor.
Gazetecilere Yönelik İddialar ve İddianamenin İçeriği
İddianamede, MEDYA A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve İmamoğlu’nun danışmanı Murat Ongun’un, gazetecilere finansal destek sağladığına dair öne sürülen iddialara da yer veriliyor. Emrah Bağdatlı aracılığıyla bu gazetecilere ödeme yapıldığı belirtiliyor. İddianamede, suç örgütünün planlı ve düzenli haberler ile içerikler ürettiği vurgulanarak, bu gazetecilerin fiillerinin örgüte bilerek yardım etme suçunu oluşturduğu ifade ediliyor.
Gazetecilerin Yanıtları ve İddiaları Reddetmeleri
Hedef alınan gazeteciler, kendilerine yöneltilen suçlamaları kesin bir dille reddetti. Ruşen Çakır, Emrah Bağdatlı’yı tanımadığını belirterek, “Para alıp verme gibi bir durum asla söz konusu değildir” dedi. Ayrıca, CHP’nin iletişim koordinatörlüğü görevini yürüten Yavuz Oğhan, Ongun’dan herhangi bir finansman almadığını, iddiaların tamamen gerçek dışı olduğunu vurguladı. Şaban Sevinç ise Ongun ile herhangi bir para ilişkisi olmadığını ve sosyal medya paylaşımlarını kendi gazetecilik bilgi ve yorumları çerçevesinde yaptığını belirtti. Soner Yalçın da benzer şekilde, “Hayatım boyunca böyle karaktersiz bir gazetecilik yapmadım” diyerek suçlamaları reddetti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi iddianamesinin tamamlanmasının ardından, CHP İstanbul İl Başkanlığı binasına el konulması talebi de gündeme geldi. Bu gelişme, yerel ve ulusal medyada geniş yankı uyandırdı ve siyasi tartışmalara yol açtı.