Gazeteci Fatih Altaylı, "Cumhurbaşkanı'nı tehdit" suçlamasıyla yargılandığı davada bugün ilk kez hakim karşısına çıkacak. Altaylı, 22 Haziran'da tutuklanmasının ardından, Silivri Açık Ceza Yerleşkesi'nde gerçekleştirilecek duruşmada savunmasını yapacak.
Davanın Detayları
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Fatih Altaylı'nın en az 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılması talep ediliyor. İddianamede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın müşteki sıfatıyla yer aldığı belirtiliyor. Altaylı'nın, 20 Haziran tarihinde sosyal medya üzerindeki yorumları nedeniyle bu suçlamalarla karşılaştığı ifade ediliyor. İddianamede, Altaylı'nın Cumhurbaşkanı'nın hayatına yönelik bir tehditte bulunduğu ve ifade ettiği sözlerin geniş bir kitleye ulaşacağına dair tereddüt bırakmadığı vurgulanıyor.
Altaylı'nın Savunması
Fatih Altaylı, hakimlik ifadesinde suçlamaları reddederek, Cumhurbaşkanı'na karşı herhangi bir tehdit veya hakaret amacı taşımadığını öne sürdü. Altaylı, bir araştırma şirketinin yaptığı anketin sonuçlarını sosyal medya platformunda paylaştığını belirtti. Yayınında, Türk halkının tarih boyunca yönetimde etkin olmayı benimsediğini, bu sebeple devlet yönetiminde üst düzey görevler için gönüllü olarak imtiyaz vermediğini ifade etti. Altaylı, halkın kendilerini yönetenlere eleştirel bir yaklaşım sergilediğini ve bu durumun tarihsel bir olgu olduğunu vurguladı.
Olayın Arka Planı
Fatih Altaylı hakkında, kendisine ait YouTube kanalında yayınlanan bir videodaki konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik tehdit içerikli sözler sarf ettiği iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından resen soruşturma açılmıştı. Altaylı, gözaltına alındıktan sonra savcılıkta ifade vererek, 22 Haziran'da tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderildi. Ayrıca, Altaylı’nın YouTube kanalına erişim engeli de getirildi.
Ek Soruşturma Süreci
Bunun yanı sıra, Fatih Altaylı hakkında "Yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" iddiasıyla da ayrı bir soruşturma başlatıldığı bildirildi. Bu gelişmeler, Altaylı’nın medya üzerindeki etkisini ve Türkiye'deki gazetecilik pratiğini yeniden gündeme getirmiş durumda.
