STK'lar İthal Çelikte Anti-Damping Soruşturmasının Kapatılması Çağrısında Bulundu

Ticaret Bakanlığı tarafından ithal paslanmaz çelik üzerine başlatılan anti-damping soruşturması, 200’den fazla ülkeye yıllık 7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren sivil toplum kuruluşları (STK) tarafından eleştirildi. Sektör temsilcileri, anti-damping önlemlerinin arz açığını gidermeyeceğini ve binlerce sanayici ile KOBİ'nin aleyhine sonuçlar doğuracağını belirtti.

Üretim Kapasitesi ve İthalat İhtiyacı

STK'ların ortak açıklamasında, Türkiye’de tam entegre paslanmaz çelik üretiminin mevcut olmadığına dikkat çekildi. Açıklamada, başvuruyu yapan Posco Assan’ın yalnızca ithal ettiği paslanmaz yassı çeliğe soğuk haddeleme işlemi yapan bir tesis olduğu, dolayısıyla ülke ihtiyacının yalnızca üçte birini karşılayabildiği belirtildi. Bu durum, ithalatın zorunlu hale geldiğini ortaya koyuyor.

Değer Zinciri ve Katma Değer

Paslanmaz çelikte mevcut gümrük vergisinin %12 olduğu ifade edilen açıklamada, bu oranın ithalat maliyetlerini artırarak yüksek bir koruma sağladığı vurgulandı. Soğuk haddeleme işlemi yapan firmanın nihai ürün maliyetinde yalnızca %8 değer yarattığı, servis merkezlerinin ise kesme, dilme ve parlatma gibi işlemlerle %12 ila %30 arasında katma değer sağladığı aktarıldı. Bu nedenle asıl değer zincirinin, haddeleme işlemlerinden ziyade servis merkezlerinden kaynaklandığı ifade edildi.

Dünya Piyasalarında Damping Yok

Açıklamada, Çin ve Endonezya menşeli ürünlerin uluslararası piyasa fiyatlarıyla uyumlu olduğu, dampingli fiyatların bulunmadığı bildirildi. Ayrıca, Posco Assan’ın, maliyetinin %90’ını oluşturan sıcak haddelenmiş sacı daha uygun fiyatlarla temin edebilecekken, ana ortağı Posco Holding’in Kore ve Çin’deki tesislerinden pahalıya aldığı ve böylece ülke kaynaklarını Güney Kore'ye aktardığı belirtildi.

Geçmişteki Koruma ve Yatırım Eksikliği

Posco Assan’ın 12 yıldır yüksek gümrük vergisi korumasından yararlandığı, ancak bu süre zarfında yarı mamul üretimine yönelik entegrasyon yatırımı yapmadığı vurgulandı. STK'lar, firmanın zarar iddialarının ithalatla değil, kendi iş modelindeki verimsizliklerle ilgili olduğuna dikkat çekti. Bu bağlamda, bağımsız yerli üretici Trinox’un satışlarının artış göstermesi, sorunun ithalat değil, firmanın rekabetçi olmayan yapısından kaynaklandığını ortaya koyuyor.

İhracat Üzerindeki Olumsuz Etkiler

Olası bir anti-damping vergisinin, mevcut yüksek girdi maliyetlerini daha da artıracağı ve Türkiye’nin milyarlarca dolarlık ihracatına zarar vereceği kaydedildi. Dahilde İşleme Rejimi kapsamında paslanmaz çeliğin yalnızca %20 oranında kullanılabildiği, konulacak her anti-damping vergisinin %80 oranında doğrudan ihracat maliyetlerine yansıyacağı ifade edildi. Bu durum, binlerce KOBİ ve istihdam için riskler doğuracağı uyarısında bulunuldu.

2015 Yılına Dikkat Çekildi

Açıklamada, benzer bir soruşturmanın 2015 yılında da aynı gerekçelerle önlemsiz kapatıldığı, bugünkü durumun ise daha da ağırlaştığına dikkat çekildi. O günden bu yana üstüne %8 olan gümrük vergisinin %12’ye çıkarıldığı ve yurtiçi arz açığının büyüdüğü vurgulandı. Çelik, temel bir ham madde niteliği taşıdığı için getirilecek ek verginin tüm mamul ürünlerde fiyat artışına yol açacağı, bu durumun kullanıcı sanayilerin rekabet gücünü azaltarak tüketici fiyatlarını artıracağı belirtildi. Bu nedenle, başlatılan anti-damping soruşturmasının önlemsiz kapatılması gerektiği ifade edildi.

İLGİLİ HABERLER