Türkiye'de milyonlarca çalışanı etkileyen 2026 yılı asgari ücret görüşmeleri başlamışken, bu yılki müzakerelerin daha zorlu geçeceği öngörülüyor. Her yıl aralık ayında gündemdeki yerini alan asgari ücret, 2025 yılının ilk aylarında açlık sınırının altında kalması ve asgari ücretli çalışan oranının artmasıyla birlikte daha fazla dikkat çekiyor. Bu yıl muhalefet partilerinin asgari ücretle ilgili talepleri, 33 bin TL ile 46 bin TL arasında değişiyor. Ancak, bu taleplerin yanı sıra, yabancı kurumların öngörüleriyle arasında önemli bir fark oluştu. Hükümet tarafında asgari ücret ile ilgili yapılan açıklamalar da sürecin nasıl şekilleneceğine dair ipuçları veriyor.
Hükümetin Asgari Ücret Açıklamaları
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TİSK'in Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, işverenlerin temsilcisi olan TİSK heyetinden somut adımlar atmasını beklediğini ifade etti. Erdoğan, kimsenin mağdur olmaması ve emeğin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, "Malumunuz, yarın Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını yapacak. İşçi kardeşlerimize yönelik her olumlu adım, verimlilik, kazanç ve bereket olarak dönecektir" dedi. Bu açıklamalar, hükümetin asgari ücretin belirlenmesinde sosyal diyalogun önemine dikkat çektiğini gösteriyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise "Asgari ücret 100 lira diye herkesin 100 lira vermesi gerekmiyor" diyerek, asgari ücretin yalnızca bir alt sınır olduğunu belirtti. Yılmaz, işletmelerin sürdürülebilirliğinin sağlanmasının önemine değinerek, çalışanların daha fazla ücret talep etmesiyle işletmelerin rekabet gücünü koruma çabasının dengelenmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, asgari ücretin kayıtdışılık gibi sorunlara yol açabileceği konusunda da uyarılarda bulundu.
İşçi Temsilcilerinin Talepleri
Türk-İş, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısına katılmayacağını duyurarak, Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’a kapalı zarf içinde bir teklif sundu. Türk-İş'in talep listesinde asgari ücretin 39 bin 525 TL olduğu öğrenildi. Daha önce, 2025 yılı için benzer bir hesaplama ile 29 bin 583 TL talep etmişti. 2025 yılı için belirlenen net asgari ücret ise 22 bin 104 TL olarak açıklanmıştı. Bu durumda, Türk-İş’in talep ettiği zam oranı yüzde 33,6 olarak kaydedildi.
DİSK de asgari ücretle ilgili taleplerini sunarak, 2025 yılı resmi enflasyonunun yıl sonunda yüzde 33,8 olarak gerçekleşmesi halinde asgari ücretli çalışanların kaybının 50 bin TL’yi aşabileceğini bildirdi. DİSK, asgari ücretin belirlenmesinde geçim koşulları ve ülke ekonomisindeki büyümenin dikkate alınması gerektiğini savundu. Türk-İş'in hesapladığı yoksulluk sınırının 97 bin 159 TL olduğu ve bunun yarısının 48 bin 579 TL olarak belirlendiği ifade edildi.
HAK-İŞ’in Destek Açıklamaları
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Türk-İş'in toplantıya katılmamasını destekleyerek, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yapısına yönelik uzun süreli itirazlarını dile getirdi. Arslan, "Bu yapıdan sağlıklı bir asgari ücret çıkaramayız" diyerek, komisyonun işleyişinin revize edilmesi gerektiğini vurguladı. Bu ifadeler, işçi temsilcilerinin asgari ücret belirleme sürecine dair olan endişelerini yansıtmaktadır.
Tüm bu gelişmeler ışığında, 2026 yılı asgari ücret görüşmeleri, ekonomik koşullar ve çalışanların yaşam standartları açısından kritik bir önem taşıyor. Hükümet ve işçi temsilcileri arasındaki müzakerelerin nasıl şekilleneceği ise önümüzdeki günlerde daha net bir biçimde görülecek.