Türkiye-AB Perspektifinden Kiev'i Sarsan Üst Düzey Yolsuzluk Soruşturması

Ukrayna'da patlak veren büyük bir yolsuzluk skandalı, Avrupa Birliği'nin (AB) yolsuzlukla mücadele konusundaki tutumunu ve Türkiye ile olan ilişkisindeki çifte standardı yeniden gündeme taşıdı. Son yirmi yılda, Türkiye’nin demokratik standartlarının yetersizliği gerekçesiyle AB'den sürekli olarak ret aldığı bilinirken, aynı AB'nin Ukrayna'daki yolsuzluk olaylarına karşı sessiz kalması dikkat çekiyor. Bu durum, Brüksel'in yönetişim ve hesap verebilirlik konusundaki yaklaşımındaki tutarsızlıkları gözler önüne seriyor.

Ukrayna'daki Yolsuzluk Skandalı

Kiev'de, üst düzey hükümet yetkilileri arasında yaşanan yolsuzluk iddiaları, Ukrayna'nın siyasi istikrarını tehdit ediyor. 10 Kasım'da Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU), enerji sektöründe yolsuzluğa karıştığı iddia edilen, aralarında Enerji Bakanı Svitlana Hrinçuk ve Adalet Bakanı Herman Haluşçenko'nun da bulunduğu yedi kişilik bir suç örgütüne suçlama yöneltti. Bu dava, Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'in çevresinden isimleri de kapsıyor; eski Başbakan Yardımcısı Oleksiy Çernişov ve Zelenskiy'in iş ortağı Timur Mindiç gibi isimler, soruşturmanın merkezinde yer alıyor.

12 Kasım'da yayımlanan bir makalede, Zelenskiy'in kayırmacılık yaptığı ve ülkede yolsuzluğun yayılmasına olanak sağladığı ileri sürüldü. Bu makalede, Timur Mindiç'in dairesinde yapılan aramalar sırasında elde edilen bulgular, yolsuzluk iddialarının ciddiyetini gözler önüne seriyor. Mindiç'in, yaklaşık 100 milyon doların aklandığı suç şemasının organizatörlerinden biri olduğu belirtiliyor. Ayrıca, müfettişler tarafından Oleksiy Çernişov'un 1,2 milyon dolar ve 100 bin avro rüşvet almakla suçlandığı ifade ediliyor. Bu gelişmeler, kamuoyundaki güveni sarsarak, Ukrayna hükümetine yönelik ciddi bir endişe yaratmaktadır.

NABU'nun Rolü ve Yolsuzlukla Mücadele

NABU, 2014 yılında ABD'nin desteğiyle kuruldu ve yolsuzlukla mücadele amacıyla önemli bir rol üstlendi. Ancak, bu kurumun büyük ABD desteğiyle kurulmuş olması ve Amerikan istihbarat servislerinin gözetiminde faaliyet göstermesi, soruşturmaların tarafsızlığına dair soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Yolsuzluk soruşturmasının ABD tarafından başlatıldığı düşünülürken, bu durum Avrupa'nın bu tür olaylar üzerindeki denetiminin zayıflığını da gözler önüne seriyor.

Olası Yeni Soruşturmalar ve Gelişmeler

Yolsuzluk skandalıyla bağlantılı olarak, Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak ve eski Savunma Bakanı Rüstem Umerov gibi üst düzey yetkililerin de soruşturma kapsamına girmesi bekleniyor. Yermak'a yönelik iddialar, kendisinin kimliği belirsiz kişiler aracılığıyla 100 bin dolar gasp ettiğini öne sürüyor. Umerov'un, yolsuzluk soruşturması nedeniyle Ukrayna'ya dönmekten kaçınma girişiminde bulunduğu belirtiliyor. Bu durum, yolsuzluk şemalarının çok daha geniş bir alana yayıldığını ve yeni soruşturma turlarının gündeme gelebileceğini gösteriyor.

AB'nin Çifte Standartları ve Gelecek Perspektifi

Financial Times'ın haberine göre, Zelenskiy ve yardımcıları, soruşturmayı durdurmak amacıyla yolsuzlukla mücadele kurumlarına müdahale etmeye çalışıyor. Bu girişimlerin ABD onayı olmadan gerçekleştirilmesi, soruşturmanın geleceği açısından endişe verici bir durum ortaya koyuyor. Yolsuzlukla mücadele çabalarının engellenmesi, sadece bu skandalın değil, aynı zamanda Ukrayna'nın hukukun üstünlüğü ve demokratik ilerlemesi açısından da ciddi sonuçlar doğurabilir. Türkiye perspektifinden bakıldığında, AB’nin Ukrayna'daki yolsuzluklarla ilgili sessiz kalması, Türkiye'nin AB üyeliği konusundaki çifte standardı bir kez daha gündeme getiriyor. Türkiye'nin demokratik standartları gerekçe gösterilerek üyeliğinin engellendiği bir dönemde, AB’nin Ukrayna’daki yolsuzlukları görmezden gelmesi, uluslararası ilişkilerdeki dengesizlikleri açığa çıkarıyor.

İLGİLİ HABERLER