Siyonist Rejim Tubas'ta Filistinlilere Ait Arazilere El Koyuyor

Siyonist rejim, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tubas vilayetinde Filistinlilere ait onca dönüm araziyi gasp etme kararı aldı. Bu karar, yerel halkın haklarının ihlali ve işgal politikasının devamı açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. İlgili makamlar, bu durumun Batı Şeria'daki arazilere el koyma uygulamalarındaki artışı gözler önüne serdiğini ifade ediyor.

Askeri Yol Gerekçesiyle Alınan Karar

Siyonist rejim ordusu, perşembe akşamı Tubas'ta yaptığı açıklamada, bölgede Filistinlilere ait olan arazilere el koyma işlemlerine başlayacağını duyurdu. Tubas'ta yerleşim ve arazi gasplarını izleyen yetkili Mutaz Bişarat, Atoof köyü yakınlarındaki B bölgeleri olarak tanımlanan arazilerin "el koyma ve müsadere" emriyle hedef alındığını bildirdi. Bu karar, daha önce duyurulan askeri yol projesinin bir parçası olarak gerekçelendirilmiştir.

Hedef Alınan Araziler ve Etkileri

Bişarat, el koyma emrinin Filistinli yetkililere iletildiğini belirtti ve hedef alınan arazilerin Sahl el-Bekia, Tammun ve Atoof'un doğusundaki verimli tarım alanlarını kapsadığını vurguladı. Gasp edilmek istenen alanın, köy arazilerine yaklaşık 100 metre mesafede bulunduğu kaydedildi. Bu durum, yerel halkın tarımsal üretkenliğini olumsuz etkileme potansiyeli taşımaktadır.

Son Dönemdeki Arazi Gaspı İstatistikleri

Filistin Duvar ve Yerleşim Direniş Komitesi'nin yayımladığı rapora göre, Siyonist rejim yalnızca Kasım ayında 2 bin 800 dönüm Filistin toprağına çeşitli askeri ve idari kararlarla el koymuştur. Komite verileri, 2025 yılının başından itibaren "güvenlik" gerekçesiyle çıkarılan 53 ayrı el koyma emriyle işgalci güçlerin arazi gaspını sistematik bir şekilde sürdürdüğünü göstermektedir. Bu durum, uluslararası toplumda da endişe yaratmaktadır.

Uzman Görüşleri ve Gelecek Beklentileri

Uzmanlar, Tubas'taki son kararın Batı Şeria'nın bölgesel olarak parça parça kuşatılması ve Filistinlilerin topraklarından koparılması planlarının bir parçası olduğunu vurgulamaktadır. Yerleşimci yayılmanın kalıcı hale getirilmesi amacıyla atılan bu adımlar, bölgedeki gerilimi artırmakta ve Filistinlilerin haklarını daha da zorlaştırmaktadır. Bu gelişmeler, dünya genelindeki insan hakları savunucuları tarafından da dikkatle izlenmektedir.

İLGİLİ HABERLER