8 Mart 2014 tarihinde Malezya'nın Kuala Lumpur Uluslararası Havalimanı'ndan Pekin'e doğru hareket eden Malezya Havayolları'na ait "MH370" sefer sayılı uçak, kalkışından 38 dakika sonra iletişim kesilmesiyle kaybolmuştu. İçinde 239 kişinin bulunduğu bu uçak, yıllardır gizemini korurken, arama çalışmaları Hint Okyanusu'nda yeniden başlatıldı.
Arama Çalışmalarının Yeniden Başlaması
Malezya Ulaştırma Bakanlığı, kaybolan "MH370" uçağının bulunması için Hint Okyanusu'nda arama faaliyetlerine yeniden başladığını duyurdu. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, "Armada 86 05" adlı arama gemisinin Batı Avustralya'daki Fremantle Limanı'ndan hareket ederek belirlenen arama bölgesine ulaştığı bildirildi. Bu süreçte iki otonom su altı aracı da kullanılarak arama yapılacağı belirtildi. Ancak, hükümetin açıklamasında arama bölgesinin konumuna dair detaylar ve daha önceki arama çalışmalarını yürüten Ocean Infinity şirketinin ismi geçmedi. Denizcilik ve havacılık siteleri ise geminin Ocean Infinity'ye ait olduğunu aktardı.
Önceki Arama Çalışmaları ve Hava Koşulları
Arama çalışmaları, bu yılın başlarında Ocean Infinity şirketinin, Malezya hükümetinden onay aldıktan sonra Hint Okyanusu'nun güneyinde 15 bin kilometrekarelik yeni bir alanda başladığı bildirildi. Ancak, olumsuz hava koşulları nedeniyle bu çalışmalar nisanda askıya alınmıştı. Aralık ayında ise ABD merkezli denizaltı arama şirketinin, yenilenen anlaşma kapsamında deniz tabanındaki hedef bölgelerde arama yapmaya başlayacağı açıklanmıştı. Ocean Infinity, "MH370" için aramayı yeniden başlattığını doğruladı, fakat operasyonun hassasiyetine değinerek daha fazla bilgi paylaşmayı reddetti.
Kayıp Uçağın Durumu ve Önceki Arama Faaliyetleri
"MH370" sefer sayılı uçak, kalkışından 38 dakika sonra iletişim kesilmesiyle kaybolmuş ve radarlarda izlenememişti. Uçağın rotasından saparak batıya gittiği ve Güney Hint Okyanusu'na doğru yöneldiği bazı radar kayıtlarıyla tespit edilmişti. Yapılan arama çalışmaları, havacılık tarihinin en maliyetli kurtarma faaliyetleri arasında yer alıyor. Ancak, bu süreçte yalnızca uçağa ait olduğu düşünülen birkaç parça bulunabilmişti. Uçağın kaybolması, global ölçekte büyük bir merak ve tartışma yaratmış, birçok ülke bu kayıp uçağın izini sürmek için çeşitli çabalar sarf etmiştir.
Yeniden başlatılan arama çalışmaları, kaybolan uçağın akıbetine dair ipuçları aramayı sürdüren uzmanlar ve aileler için umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Önümüzdeki süreçte, arama faaliyetlerinin nasıl ilerleyeceği ve bu çalışmalardan elde edilecek bilgilerin, kaybolan uçağın akıbetine ilişkin ne gibi sonuçlar doğuracağı merakla bekleniyor.
