ABD, Yeşil Kart Programını Süresiz Olarak Askıya Aldı

ABD yönetimi, Rhode Island eyaletinde bulunan Brown Üniversitesi'nde 13 Aralık'ta meydana gelen silahlı saldırının ardından, Yeşil Kart çekilişi programını süresiz olarak askıya aldığını duyurdu. Saldırının, "Yeşil Kart" sahibi bir göçmen tarafından gerçekleştirilmesi, programın geleceğine dair endişeleri yeniden gündeme getirdi.

Silahlı Saldırı ve Programın Askıya Alınması

Brown Üniversitesi'ndeki saldırının ardından, ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, "Bu şahıs, ülkemize asla kabul edilmemeliydi. Başkan Trump, 2017 yılında DV1 programı kapsamında ülkeye giren bir DEAŞ teröristinin gerçekleştirdiği saldırının ardından bu programı sona erdirmek için mücadele etmişti. Başkan Trump’ın talimatı doğrultusunda bu korkunç program nedeniyle daha fazla Amerikalının zarar görmesini engellemek amacıyla ABD Vatandaşlık ve Göçmenlik Hizmetleri’nde DV1 programının derhal askıya alınması yönünde talimat veriyorum" ifadelerini kullandı.

Yeşil Kart Programının Geçmişi ve Eleştiriler

Yeşil Kart çekilişi olarak bilinen "DV" programı, 1990 Göçmenlik Yasası kapsamında, ABD’ye göç oranı en düşük olan ülkelerden gelen başvurular arasından her yıl 55 bin kadar göçmene kalıcı oturum hakkı tanımak amacıyla oluşturulmuştur. Ancak, uzun süredir güvenlik riski oluşturduğu ve göçte liyakat yerine şansa dayalı bir sistem sunduğu gerekçesiyle tartışmalara neden olmuştur.

Brown Üniversitesi’ndeki saldırının yanı sıra, 15 Aralık'ta Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) profesör Nuno Loureiro’nun evinde vurularak öldürülmesi olayının şüphelisi olan 48 yaşındaki Portekiz vatandaşı Claudio Neves Valente'nin de 2017 yılında göçmen vizesi programı "DV1" kapsamında ABD’ye geldiği ve kendisine Yeşil Kart verildiği tespit edilmiştir. Bu durum, programın güvenliği konusundaki endişeleri daha da artırmıştır.

ABD Yönetiminin Gelecek Planları

ABD yönetimi, Yeşil Kart programının askıya alınma süresine dair herhangi bir açıklama yapmamıştır. Programın tamamen kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin belirsizlik, göçmen toplulukları ve insan hakları savunucuları tarafından dikkatle izlenmektedir. ABD’deki göçmen politikalarının geleceği, bu tür olayların ardından yeniden şekillenebilir.

İLGİLİ HABERLER